STOWA ile Alman Saatçiliğine Yolculuk
STOWA saat markasının tarihçesi, üretim anlayışı ve öne çıkan koleksiyonlarıyla Alman saatçiliğine yolculuk yapın. Mikro markalar arasında öne çıkan STOWA’yı keşfedin.
STOWA saat markasının tarihçesi, üretim anlayışı ve öne çıkan koleksiyonlarıyla Alman saatçiliğine yolculuk yapın. Mikro markalar arasında öne çıkan STOWA’yı keşfedin.
ETA 2824-2, hassasiyeti ve dayanıklılığıyla tanınan İsviçre yapımı otomatik bir saat mekanizmasıdır. Bu yazıda 2824-2’nin teknik özelliklerini, tarihçesini, benzer kalibrelerle farklarını ve neden ‘efsane kalibre’ olarak anıldığını bulabilirsiniz.
Bazen bir saatin tıkırtısı yalnızca zamanı değil, içimizdeki duyguları da harekete geçirir.
İlk mekanik saatimi elime aldığımda, tam olarak bunu hissetmiştim. Bir zaman göstergesinden fazlasıydı; sanki kolumda atan ikinci bir kalp vardı.
Aradan yıllar geçti. Teknik bir eğitimle geçen hayatım ve iş dünyasındaki deneyimlerimle birlikte, mekanik saatlere olan ilgim derinleşti.
Ve şimdi dönüp baktığımda şunu rahatlıkla söyleyebilirim: mekanik saatler bir mühendislik harikası olduğu kadar, bir tutkunun da taşıyıcısıdır.
Ama bu dünyanın kapısından içeri girerken herkesin karşısına çıkan o klasik soru benim de yolumu kesmişti:
Otomatik mi, manuel mi?
Mekanik saatler, içindeki ana yay (zemberek) sayesinde çalışan ve elektronik aksam barındırmayan saatlerdir. Bu yay kurulduğunda, enerjisini yavaşça salarak zamanı ölçer.
Pil yoktur, mikroçip yoktur — sadece dişliler, yay, denge çarkı ve saf mekanik ahenk.
Mekanik saatler iki ana gruba ayrılır:
Şimdi gel bu iki dostu yakından tanıyalım.
İlk saatim bir manuel kurmalıydı. Sabahları kahvemi karıştırmadan önce birkaç tur çevirirdim kurma kolunu.
Bu küçük ritüel bana gün içinde garip bir huzur verirdi. Sanki kendi zamanımı kuruyordum.
Manuel saatlerde, her gün (ya da yaklaşık 40 saatlik güç rezervi dolunca) kurma işlemi tekrarlanır.
Rotor yoktur; bu da saatin daha ince tasarlanmasına olanak tanır.
Avantajları:
Ama şunu bilmek gerek:
Otomatik saatimle tanıştığımda bambaşka bir deneyim yaşadım.
Bu sefer ben onu değil, o beni izliyordu. Kolum her oynadığında, içindeki rotor dönüyor, yayı kuruyor, saat yaşamaya devam ediyordu.
Otomatik saatler, manuel bir yapıya ek olarak içinde serbest dönen bir rotor taşır. Bu rotor hareket ettikçe yayı kurar.
Avantajları:
Bilinmesi gerekenler:
Unutma, saat bazen kolundaki bir obje değil; içindeki zamanı nasıl yaşamak istediğinin yansımasıdır.
Özellik | Manuel Kurmalı | Otomatik |
---|---|---|
Kurma | El ile | Hareketle (ve/veya el ile) |
Güç Rezervi | ~40 saat (genelde) | ~38–80 saat (kalibreye göre) |
Kalınlık | Daha ince | Biraz daha kalın (rotor nedeniyle) |
Kullanım Kolaylığı | Günlük kurma gerekir | Takıldıkça kurar |
Duygusal Bağ | Yüksek | Pratik ama etkileyici |
Bugün hâlâ bazı sabahlar uyanıp sadece bir kurmalı saat takmak istiyorum. O tıkırtıyla başlamak güne başka bir anlam katıyor. Bazense şehir içinde koştururken otomatik saatimle ritmi yakalıyorum.
Her ikisi de “benim saatim” diyorum.
Çünkü içinde ne varsa… işte o, benim zamanım.
“Saat bir sanattır; onun kalbi ise kalibresidir.” Teknik bir eğitim kökeninden gelmem ve profesyonel hayatımı bu alandaki çalışmalarla devam ettirmem dolayısı ile saat mekanizmalarına bakış açım ve hayranlığım biraz da bu geçmiş deneyimlerimle şekilleniyor sanırım. Aslında mekanik bir saatin arkasında, görünmeyen ama her saniyeyi hayatla …